HERBİŞEY
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Gece Olunca
Sevgili Kayıplarım... EmptyCuma Ekim 24, 2008 3:57 pm tarafından tugce

» multi playerli araba yazrışı
Sevgili Kayıplarım... EmptyPaz Tem. 27, 2008 10:32 pm tarafından Admin

» Güzel Msn Basliklari
Sevgili Kayıplarım... EmptyÇarş. Tem. 09, 2008 9:49 pm tarafından tugce

» genç bir çocuğun şiiri
Sevgili Kayıplarım... EmptyÇarş. Tem. 09, 2008 9:43 pm tarafından tugce

» 3 erkek
Sevgili Kayıplarım... EmptySalı Tem. 08, 2008 9:50 pm tarafından superModeratör

» masaüstünü küp yapın
Sevgili Kayıplarım... EmptySalı Tem. 08, 2008 9:46 pm tarafından superModeratör

» winampı saydamlaştırın
Sevgili Kayıplarım... EmptySalı Tem. 08, 2008 9:32 pm tarafından superModeratör

» süper duvar kağıdı
Sevgili Kayıplarım... EmptySalı Tem. 08, 2008 9:22 pm tarafından superModeratör

» Smileyer ünlü olursa
Sevgili Kayıplarım... EmptyC.tesi Tem. 05, 2008 11:54 pm tarafından superModeratör

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

Sevgili Kayıplarım...

Aşağa gitmek

Sevgili Kayıplarım... Empty Sevgili Kayıplarım...

Mesaj  superModeratör Perş. Haz. 12, 2008 9:28 pm

İstanbul’un Zeynep Kamil Hastanesi’nde hayata gözlerimi açtığımda başımda babam ve annem merakla beni inceliyorlardı diye tahmin ediyorum. Babam Dünya’nın en garip iş grubu olan serbest meslekle uğraşıyor, annemse bankacılık yapıyordu. Büyüdüler. Beni de aralarında ki çatışmalara göre büyüttüler.

Birisi tüccar diğeri mühendis olmam için bastırdı. Ama ben hiçbir şey olamadım. Yaşım şuan 24 ve ben sıkıntıdan evde “Anne komodini sağa alıp koltuğu sola alsak mı” gibi diyaloglarla hayatıma renk katıyorum. Hala babamdan aldığım harçlıkla gidip sosisliyle gazoz içerek kendimi havaya sokuyorum. Hala arkadaşlarım tarafından “Sevgi teyzeee Sadri biraaaz aşağı gelebilir mi?” şeklinde çağırılıyorum. Aileme adeta müptelayım. Ve annem hala “Al oğlum şapka tak başına güneş geçmesin…al tak asi olma” şeklinde cine5 şapkasını kafama zorla geçirttiriyo. Tabi bunlar hayatımı karartacak şeyler değil.

En büyük kaybımı aşktan yaşadım. Bugün tam 3 senelik ilişkim bitti. İyisiyle kötüsüyle kendi adıma büyük emeklerle büyüttüğüm bu aşk, bugün sonuna geldi. Buluşmadan önce sabah erkenden uyandım. Arkadaşlarımın “olum kestirme laan çook ii yaaa uzamış işte” ve “benim saçım düz olcak varya hiç kestirmem” diye çekiştirdikleri saçlarımı kestirmem gerektiğine karar verdim. Sevgilimin yanına bu şekilde gidemezdim. Erkenden kalkıp babamdan para istedim. Düştüm semtin yollarına. Çevredeki berberlerin çoğuna borcum olduğundan baya uzakta derinden bi berber buldum. Yaşlı ürkek elleri ve 22.5 miyop gibi duran gözlükleriyle arayıp da bulmak istemediğim bi berberdi. Ama çok vaktim yoktu. Koltuğa oturmamla kafama şaplaklar vurması, ensemi yalayacak kadar yakınlaşması bir oldu. Korkuyordum biran evvel bitmesini istiyordum. Ve dakikalar sonunda tas gibi kestirdiğim saçımla eve vardım. Vücudumun her yerine kolonyalar döktüm. Annemin bana en yakıştırdığı kıyafeti giydim. 3 kez üst üste dişimi fırçalayıp sevgilimin yanına gittim. Gider gitmez şoka girdim ama süper çağdaş rolü yaptım. Yanında bir adamla beni bekliyordu. Önce hemen sert giriş yapıp adamın gözünde süper ağır bir itibar bırakmak istedim “Meraba hocam” derken sesimi kalınlaştırdıkça kalınlaştırdım ve gün içinde ses desibelimi ayarlamakta çok zorlandım. Zaman zaman içime kaçtı zaman zaman gürledi. Karaktersiz bi görüntü çizmiştim. Bi yere oturduk ve adam başladı anlatmaya. Saatler geçiyor ve ben bu adama hayranlık duymaya başlıyordum. Benden 3 yaş büyük bu insana ince ince yavşamaya başlamıştım. Hayatım boyunca gerginlikler içinde geçen diyaloglarım bu sefer açılmıştı. Bir doğum günü partisinde aldığım hediyeyi vermekten ölesiye korkan çekinen içimden “Ulan en tırt hediye bizimki oldu. Nasıl yapsam acaba? Gidip öpüp mü versem?” Vermeden gitsem mi ufka doğru uzaklaşsam mı? diye sorulara boğulan birisiydim. Ama bu ismi Mert olan muhasebeci arkadaşa ölümüne ısınmıştım. Konu döndü dolandı evliliğe geldi. Ben delice evliliği savundum, düzenli hayatı övdüm. Mert çıkardı bana davetiyesini verdi. Hemen yavşadım “Bak kankuli bu konuda da hem fikiriz” diyip hızla açtım. Ve gördüğüm karşısında şok oldum. Davetiyede sevgilimin de ismi vardı. “Bu Aslı Anaokulu öğretmeni olan Aslı mı?” diye sordum. “Evet galk kız kaçalım galk” diyip kaçtılar. Kaçarken hesabı da ödeyip kaçmaları aslında benim neden o davetiyede olmadığımın en büyük göstergesiydi. Kayıplarım çok birikti anne, ben gidiyorum bu hayattan. Şapkamı verme orda güneşten daha beteri olacak…Elveda…

Egemen Merdan
superModeratör
superModeratör
SEVİYE
SEVİYE

Mesaj Sayısı : 141
Nerden : kocaeli
İş/Hobiler : SPOR
Kayıt tarihi : 11/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz